80 Günde Devri Alem -Geniş Özeti
Youtube kanalımıza Abone Olur Musunuz
Yazar: Jules Verne
Yayınlanma Tarihi: 1873
Ana Karakterler:
1. Phileas Fogg: Londra’da yaşayan zengin, titiz ve soğukkanlı bir centilmen.
2. Passepartout: Fogg’un sadık Fransız hizmetkarı.
3. Aouda: Hindistan’da Fogg ve Passepartout tarafından kurtarılan genç kadın.
4. Dedektif Fix: Fogg’u bir banka soyguncusu sanarak onu takip eden İngiliz dedektif.
Özet:
Başlangıç:
Phileas Fogg, Londra’daki Reform Kulübü’nde her gün aynı saatte giden, dakikliği ve rutiniyle tanınan bir centilmendir. Bir gün, kulüpteki arkadaşlarıyla dünya turunu 80 günde yapabileceğine dair bir tartışmaya girer. Fogg, bu iddiasını kanıtlamak için 20.000 poundunu riske atarak bahse girer. Hemen ertesi gün, yeni hizmetkarı Passepartout ile birlikte yola çıkmaya karar verir. Planlarına göre, dünya turunu Londra’ya 80 gün içinde dönerek tamamlayacaktır.
İngiltere ve Avrupa:
Fogg ve Passepartout, Londra’dan trenle yola çıkarak Dover üzerinden Calais, Fransa’ya geçerler. Oradan Paris’e trenle ulaşırlar ve Brindisi’ye gitmek üzere yolculuklarına devam ederler. Paris’ten, Fogg’un sıkı bir zaman çizelgesine sadık kalarak yola devam etmesi gerekmektedir.
Süveyş Kanalı ve Hindistan:
Brindisi’den buharlı gemiyle Süveyş Kanalı’na ulaşırlar. Burada, İngiliz dedektif Fix, Fogg’u banka soyguncusu zannederek izlemeye başlar. Süveyş’ten Hindistan’a doğru yola çıkarlar. Hindistan’a vardıklarında, trenle Bombay’a giderler. Ancak, tren yolunun tamamlanmadığını öğrenirler ve trenden inmek zorunda kalırlar. Alternatif olarak bir fil kiralarlar ve yolculuklarına devam ederler.
Bu esnada, Passepartout, yanlışlıkla bir Hindu tapınağında ayakkabılarını çıkarmaz ve başını derde sokar. Fogg ve Passepartout, Hindu ritüelinde yakılmak üzere olan Aouda adında genç bir kadını kurtarırlar. Aouda’nın güvenliği için ona eşlik etmeye karar verirler.
Hindistan’dan Ayrılış ve Hong Kong:
Fogg ve arkadaşları, Hindistan’dan Kalküta’ya trenle giderler ve oradan Hong Kong’a doğru gemiyle yolculuklarına devam ederler. Bu sırada Fix, Fogg’u yakalamak için peşlerini bırakmaz. Hong Kong’da, Fix, Passepartout’yu içkiyle sarhoş eder ve onu Fogg’dan ayırmayı başarır. Fakat, Passepartout son anda gemiye yetişir ve yolculuklarına devam ederler.
Japonya:
Hong Kong’dan sonra Japonya’ya ulaşırlar. Burada Passepartout, geçimini sağlamak için sirklerde çalışmak zorunda kalır, fakat kısa sürede Fogg ile tekrar buluşurlar. Fogg, Japonya’dan Amerika’ya gidecek bir gemiye biner ve yolculuklarına devam ederler.
Amerika:
Pasifik Okyanusu’nu geçtikten sonra San Francisco’ya ulaşırlar. Oradan New York’a giden bir trene binerler. Tren yolculuğu sırasında Kızılderililer tarafından saldırıya uğrarlar ve tren raydan çıkar. Fogg, Passepartout ve diğer yolcuları kurtararak yolculuğa devam etmelerini sağlar. New York’a vardıklarında, Atlantik Okyanusu’nu geçmek için gemiye binerler.
Atlantik Okyanusu ve Londra’ya Dönüş:
New York’tan Londra’ya gidecek gemiyi kaçıran Fogg, başka bir gemi kiralayarak Atlantik Okyanusu’nu geçmeye karar verir. Ancak gemi kömürü bitince, kaptanı ikna eder ve gemiyi yaktıkları odunlarla Londra’ya ulaşırlar. Londra’ya tam zamanında dönebilmek için son derece hızlı hareket ederler. Fogg, Reform Kulübü’ne varır, ancak yolculuğun 80 günü geçtiğini düşünür ve iddiayı kaybettiğini zanneder. Ancak, yanlış hesaplama yaptığını ve aslında bir gün kazandığını fark eder. Böylece, Londra’ya tam zamanında döner ve iddiayı kazanır.
Sonuç:
Fogg ve Aouda, birbirlerine aşık olduklarını fark ederler ve evlenirler. Bu maceralı yolculuk, sadece dünyayı dolaşmakla kalmaz, aynı zamanda Fogg’un hayatında büyük bir değişim yaratır. Fogg’un dakik ve soğukkanlı yapısı, yolculuk boyunca yaşadığı maceralar ve karşılaştığı zorluklar sayesinde değişir. Sonunda, yolculuk sadece fiziksel bir macera değil, aynı zamanda duygusal ve kişisel bir keşif haline gelir.
“80 Günde Devri Alem”, hızla değişen dünyada teknolojinin ve insan azminin gücünü vurgulayan, aynı zamanda kültürel çeşitliliği ve farklı coğrafyaları keşfetmeyi teşvik eden bir macera romanıdır. Jules Verne’in bu eseri, okuyuculara cesaret ve kararlılığın sınırlarını zorlayan unutulmaz bir hikaye sunar.