Aladdin Sihirli Lambası ve İstanbul’un Dilekleri

Youtube kanalımıza Abone Olur Musunuz

Bir varmış bir yokmuş, İstanbul’da Aladdin adında genç bir çocuk yaşarmış. Aladdin, sokaklarda koşup oynar, şehrin rengarenk sokaklarında maceradan maceraya koşarmış. Bir gün, tarihi bir çarşıda gezerken eski bir lamba bulmuş. Bu lamba tozlu ve eskiymiş ama üzerinde bir güzellik varmış ki, Aladdin’in dikkatini çekmiş.

Aladdin, lambayı temizlemek için avucuna almış ve yavaşça silmiş. O anda lambadan kocaman bir duman çıkmış ve göz kamaştırıcı bir ışık belirmiş. Birden, karşısında mavi renkli, neşeli bir Cin belirivermiş!

Cin: “Selam Aladdin! Ben sihirli lambanın ciniyim! Beni serbest bıraktığın için sana üç dilek hakkı vereceğim!”

Aladdin heyecanla cinin teklifini dinlemiş ama dileklerini nasıl seçeceğini bilememiş. İstanbul’un çocukları için bu dilekleri daha faydalı hale getirmek istemiş.

Aladdin: “Sevgili Cin, bu dilekleri kendim için kullanmak yerine, halkın iyiliği için kullanmak istiyorum. Seninle İstanbul’da bir tur yapıp çocuklara dileklerinin ne olduğunu soralım mı?”

Cin, bu fikre bayılmış ve ikisi birlikte İstanbul’un dört bir yanını dolaşmaya karar vermişler.


Birinci Dilek: Parklarda Daha Fazla Yeşil Alan ve Oyun Alanı

Aladdin ve Cin, İstanbul’un kalabalık bir semtine gitmişler. Burada çocuklar oyun oynayacak yer arıyormuş ama yollar çok kalabalık olduğu için güvenle oynayamıyorlarmış. Çocuklardan biri dileğini dile getirmiş:

Çocuk: “Aladdin, keşke burada daha çok park olsa ve biz arkadaşlarımızla güvenle oyun oynayabilsek.”

Aladdin, çocuğun isteğini dinlemiş ve cinine dönerek birinci dileğini dile getirmiş:

Aladdin: “Sevgili Cin, İstanbul’un tüm semtlerinde çocukların güvenle oynayabileceği, bol yeşilliklerle dolu parklar olsun!”

Cin, gülümseyerek parmaklarını şıklatmış ve bir anda İstanbul’un her köşesinde yepyeni parklar belirivermiş. Artık çocuklar ağaçların altında saklanabilecek, salıncaklarda sallanabilecek ve yemyeşil çimenlerde koşup oynayabilecekmiş.


İkinci Dilek: Bilgiyle Dolup Taşan Bir Kütüphane

Sonra, Aladdin ve Cin İstanbul’un başka bir semtine gitmişler. Buradaki çocuklar kitaplarla dolu bir kütüphane hayali kuruyormuş çünkü mahallede bir kütüphane yokmuş.

Bir çocuk büyük bir heyecanla Aladdin’e dileğini iletmiş:

Çocuk: “Keşke herkesin kolayca ulaşabileceği, rengarenk kitaplarla dolu bir kütüphane olsaydı. Bize masallar, bilim ve hayvanlar hakkında kitaplar bulabileceğimiz bir yer!”

Aladdin, bu dileği de çok beğenmiş ve hemen ikinci dileğini dile getirmiş:

Aladdin: “Sevgili Cin, İstanbul’da çocukların her türden kitap bulabileceği büyük kütüphaneler yapmanı diliyorum!”

Cin, parmaklarını şıklatmış ve İstanbul’un dört bir yanında devasa kütüphaneler açılmış. Bu kütüphanelerde her çocuk kendini bir kahraman gibi hissediyor, bilim kitaplarıyla geleceği keşfediyor ve masal kitaplarıyla hayal gücünü genişletiyormuş.


Üçüncü Dilek: Daha Güvenli Sokaklar ve Hayvanlara Sevgi

Son olarak, Aladdin ve Cin, sokakta hayvanlarla oynayan çocukları görmüşler. Çocuklar, sokaktaki köpeklerin ve kedilerin daha güvenli ve sağlıklı bir yaşam sürmesini diliyorlarmış. Bir çocuk Aladdin’e yaklaşarak son dileği dile getirmiş:

Çocuk: “Keşke sokak hayvanları daha güvenli yerlerde yaşasa, onların karnı doysa ve bizler onlara bakabilsek!”

Aladdin, çocukların hayvanlar için duyduğu sevgiden çok etkilenmiş ve son dileğini dile getirmiş:

Aladdin: “Sevgili Cin, İstanbul’un her köşesinde hayvanlara barınaklar, yiyecek ve sevgi dolu insanlar bulmasını diliyorum.”

Cin, bir kez daha parmaklarını şıklatmış ve sokaklarda hayvanların yiyecek bulabileceği beslenme alanları, oyun alanları ve sıcak barınaklar oluşmuş. Artık hayvanlar da çocuklar gibi kendilerini İstanbul’da güvende hissediyormuş.


Dileklerin İstanbul’a Getirdiği Mutluluk

Aladdin ve Cin, üç dileği gerçekleştirdikten sonra İstanbul’u dolaşmışlar. Çocuklar yeni parklarında neşe içinde oynuyor, kütüphanelerde bilgi dolu kitaplar okuyor ve sokak hayvanlarıyla dostça vakit geçiriyormuş. Aladdin, dileklerini çocuklar ve doğa için kullanmanın ne kadar mutluluk verici olduğunu anlamış.

Cin: “Aladdin, bu dilekleri kendin için kullanmak yerine başkalarının iyiliği için kullandığın için seni tebrik ederim. İyi bir insan, dilekleri kendisi kadar başkalarını da mutlu etmek için kullanır.”

Aladdin, cini ile bu güzel macerayı tamamlamanın huzuruyla evine dönmüş. Lambayı tekrar çantasına koyarken, cinin sözlerini hiç unutmamaya karar vermiş. Herkesin mutluluğu için yapılan küçük şeylerin, aslında ne kadar büyük mutluluklar getirebileceğini anlamış.

Ve böylece, Aladdin ve İstanbul halkının dostça dilekleriyle dolup taşan bu masal sonsuza dek akıllarda ve gönüllerde yer etmiş.

SON


Bu hikaye, çocuklara hem çevreye duyarlılığı, hem bilgiye olan sevgiyi hem de iyiliğin gücünü anlatmak için güzel bir mesaj taşıyor. Aladdin’in İstanbul’da çocuklarla birlikte geçirdiği bu sihirli macera umarım hoşunuza gider!