Dostluğun gücü, Dostluk budur işte
Bir varmış, bir yokmuş; Doğanın kendi halinde, barış içinde yaşadığı bir orman varmış. Bu ormanda bir tilki, kaplumbağa, kuş ve fare bir arada huzur içinde yaşıyorlarmış. Ormanları derin, çok derin bir yerdeymiş ve bu yüzden huzurlu bir yaşam sürüyorlarmış. Bir gün tilki ormanda dolaşıyormuş, doğanın güzelliklerini keşfederken ansızın avcılar tarafından eğitilmiş bir av köpeği belirmiş. Peşinden de bir avcı gelmiş. Köpek ve avcı tilkiyi kovalamaya başlamışlar. Tilki kaçmış, onlar peşine düşmüşler. Bu sırada eve dönüş zamanıymış. Yiyecek hazırlayan fare, eksik olan bir arkadaşını fark etmiş. Diğerlerine dönerek:
– Neden, demiş hep dördük, bugün üçüz olmuşuz? Tilki arkadaşımız bizi unuttu mu acaba?
– Kesinlikle unutmaz, demiş kaplumbağa. Muhtemelen bir sıkıntısı vardır. Ne olurdu, demiş kuş, kanatlarım olsaydı, uçup onu arardım. Tilkiye yardım etmek için acele etmeliyiz, ne olduğunu bilmeden onu suçlamak doğru olmaz. Kaplumbağa hak vermiş kuşa. Kanatlarını çırparak havalandı ve tilkiyi aramaya başladı. Bir bakmış ki, tilki ormanda bir tuzakta sıkışmış. Kurtulmaya çalışıyor. Kuş hemen arkadaşlarına haber vermiş. Üçü toplanıp bir karara varmış. Birisi evde kalacak, diğer ikisi tilkiyi kurtarmaya gidecekmiş. Tabii ki evde kaplumbağa kalmış. Fare ve kuş yola koyulmuş. Kaplumbağa kalmış olsa da aklı hep dostlarında. En sonunda o da yola çıkmış. Bir süre sonra fare ve kuş tilkinin yanına gelmiş. Fare tuzak ağlarını kemirmiş. Sonra hepsi oradan ayrılmış. Avcı gelip ağları parçalamış, tuzak boş görünce. Öfkeyle etrafa bakınırken kaplumbağayı görmüş. Onu çantasına atmış.
– Tilkiyi daha sonra takip ederiz. Şimdilik bu akşam kaplumbağa ile yetinelim. Kuş olanları yukarıdan görmüş. Hemen uçarak olanları tilkiye ve fareye anlatmış. Üçü bir araya gelip dostlarını kurtarmanın yollarını aramaya başlamışlar. Sonunda bir plan yapmışlar. Tilki, avcının önüne çıkıp kendini göstermiş. Avcı tilkiyi görünce hemen peşine düşmüş. Tilki koşmuş, avcı kovalamış. Sonunda avcı yorulup silahını yere atmış. Fare bu fırsatı bekliyormuş. Hemen koşup, silahı kemirmiş ve dostunu kurtarmış. Böylelikle dostlarını kurtarmışlar ve ormana geri dönmüşler, avcı ise umutsuzca evine geri dönmüş.