Keloğlanın Nohudu Masalı

 Vakti zamanında bir kadının kel bir oğlu varmış. Keloğlan bir gün bahçede oynarken, bir tane nohut bulmuş. Bunu alarak hesaplamaya başlamış: Bir nohuttan on nohut, on nohuttan bir ölçek, bir ölçekten on ölçek olur deyip nohudu almış ve zengin bir adamın kapısı önüne gelerek durmuş. 

Zengin ev sahibi kapıdan çıkarken kapının önünde Keloğlan’ı görmüş. 

“Ne istiyorsun Keloğlan?” diye sormuş. Keloğlan, zengin adama:

Benim beş yüz deve yükü nohudum vardı, Halep’e giderken yolda haramiler bizi soyarak nohutlarımı aldılar, adamlarımı öldürdüler, elbiselerimi soyup kötü elbiseler giydirdiler, gözümü bağlayıp bir dağa bıraktılar… Ben de kaçıp buraya geldim, demiş.

Zengin adam, Keloğlanı hemen evine götürmüş, bir kat yeni elbise giydirmiş; beş on gün misafir etmiş. Birkaç gün sonra Keloğlan,  “Bana izin verin artık gideyim?” demiş. Zengin adam, Keloğlan’a bir de at vermiş. 

Keloğlan yola koyulmuş. Günler sonra Halep’e varmış. Halep te tüccarlardan “beş yüz deve yükü nohudum geliyor” diyen para almış. Artık Halepte bu Keloğlan, şöyle zengin, böyle zengin diye herkes methetmeye başlamış. Bir gün Haleb’in valisi de Keloğlan’ı yemeğe davet etmiş. Keloğlan da daveti kabul etmiş.

Keloğlan hizmetçisine yirmi lira vererek: 

-Keloğlan yola koyulmuş. Günler sonra, Halep’e varmış. Halep te tüccarlardan, “beş yüz deve yükü nohudum geliyor” diyerek, para almış. Artık, Halepte bu Keloğlan, şöyle zengin, böyle zengin diye herkes Keloğlanı methetmeye başlamış.

-Bir gün Haleb’in valisi de Keloğlan’ı yemeğe davet etmiş. Keloğlan da daveti kabul etmiş.

-Keloğlan hizmetçisine yirmi lira vererek: Düğünleri kırk gün, kırk gece sürmüş. Böylece Keloğlan Valinin kızını almış. Gel zaman git zaman, bir gün Valinin kızı hamama gitmek için kocasından beş lira istemiş; Keloğlan da hangi tüccara haber salmışsa, kimse para veremez olmuş. Gayri Keloğlan bu zamanlarda iyiden iyiye fakir düşmüş; odunları bile kalmamış. Evlerinin avlusunda büyük bir dut ağacını keserek idare ediyorlarmış. Bir gün yine ağacın başka bir dalını keserken ağacın içinden altın akmaya başlamış. Hemen bir değnek alarak duvara vurmuş.

Değnek sesini duyan Vali hemen “Ne oluyor?” diye damadının evine koşmuş. Keloğlan, 

“Benim beş yüz deve yükü nohudumu satmışlar da karşılığı bana bu kadar altın getirmişler, onun için dövüşüyorum,” demiş. Karısıyla parayı toplayarak içeri saklamışlar.

Keloğlan bir mağaza açıp ticarete başlamış. O tek nohudu sakladığı yerden çıkartarak “Beni zengin eden bu nohuttur” deyip ağzına atmış. 

Yiyip içip muradına ermiş…