Küçük Misketlerin Büyük Sırrı: Bayramlık Dedenin Duygulandıran Sürprizi

Bayramın coşkusu mahallenin sokaklarını sarmıştı. Çocuklar neşeyle koşuşturuyor, el ele tutuşup dans ediyorlardı. Yaşlı adamın bakışları ise vitrindeki parlayan elbiseye takılmıştı. O kadar güzel ve göz alıcıydı ki, aklında bir fikir belirdi.

En zayıf görünen çocuğa seslendi: “evladım!” dedi, “Bana biraz yardım eder misin?” Çocuk, hafta sonu misket oyununu kazanmış olmanın verdiği özgüvenle dedenin yanına geldi. 8-9 yaşındaydı ve üzerindeki yıpranmış kıyafetler, maddi durumunu ele veriyordu. Yaşlı adam, çocuğun saçlarını okşadıktan sonra, “Vitrindeki elbiseyi giymeni istemiştim. Bakalım sana uyacak mı?” dedi.

Çocuk önce şaka sandı, ama adamın ciddiyeti karşısında şaşkına döndü. Mağazaya girdiklerinde, yeni bir elbise giymenin hayalini bile kuramamıştı. Ama şimdi, ilk kez yeni bir elbise deneyecekti. Üstelik bayrama sadece üç gün kalmıştı…

Yaşlı adamın gösterdiği elbiseleri giydiğinde, çocuk ilk kez büyümüş olduğunu hissetti. Hepsiyle uyumlu bir ceket giyiyordu ve artık üşümeyecekti. Misketlerini cebine koyduğunda mutlu oldu, çünkü artık her cebin en az elli misket alabileceğini fark etmişti.

Yaşlı adam, elbiselerin paketlenmesini istediğinde, tezgah görevlisine dönerek, “Elbiseleri torunuma alıyorum.” dedi, “Ona sürpriz yapacağım için bu çocuğun üzerinde denedim.” Çocuk, ne diyeceğini bilemedi ve başından aşağı soğuk sular dökülmüşe döndü. Ve büyüdüğü için bir şey belli etmemesi gerektiğini düşündü. Aynaya son kez baktıktan sonra eski kıyafetlerini giydi.

Bayram günü geldiğinde, çocuk arkadaşlarıyla şeker toplamaya gitti. Yaşlı dedenin kapısını çaldı. Kapıyı açan yaşlı adamın gözleri dolmuştu. “Torunum,” dedi, “Bu elbise senin için.” Çocuk, şaşkın bir şekilde elbiseyi aldı. Boğazı düğümlenmiş, gözleri yaşarmıştı. Dedenin yaptığından çok etkilemişti.

Ancak elbisenin cebine uzandığında, bir sürprizle karşılaştı. Kızgınlık ve üzüntüyle cepte bıraktığı misketler yoktu! Onların yerine bir not vardı: “Oğlum, misketlerin büyük bir sırrı var. Onları saklamak yerine, paylaş. Her misketi bir gülümsemeyle ver arkadaşlarına, çünkü gerçek büyü, sevgi ve paylaşımda gizlidir.”

Çocuk, yaşlı dedenin gözlerine baktı ve anladı. Bayram boyunca misketlerini paylaştı, her çocuğun yüzünde bir gülümseme bıraktı. Ve o gün, yaşlı adamın gözleri de parladı.

Ancak hikayenin asıl acıklı ve sürprizli sonu burada başlıyordu. Bayramın üçüncü günü, yaşlı adam vefat etti. Çocuk, yaşlı adamın evine gittiğinde, onu son kez görebildi. Yaşlı adamın elinde, çocuğa verdiği notun aynısı vardı. Notun arkasında ise küçük bir kutu gizlenmişti.

Çocuk kutuyu açtığında, içinde iki zarf buldu. Bu zarfların birinde altın birinde de not vardı. Dede, çocuğa misketlerin sırrını ve paylaşmanın önemini tekrar hatırlatıyordu. Paraları ise çocuğun eğitimi için kullanmasını istiyordu.

Çocuk, dedenin ölümüne çok üzüldü. Ama yaşlı adamın ona öğrettiği sevgi ve paylaşmanın değerini asla unutmadı. Misketlerini paylaşmaya devam etti ve her gülümsemede yaşlı adamın sevgi dolu bakışlarını gördü. Yaşlı adamın ölümü acıklı olsa da, çocuğa sevgi ve paylaşmanın gerçek bayram büyüsü olduğunu öğreten bir miras bırakmıştı. Bu miras, çocuğun hayatını sonsuza dek değiştirecekti.

Değerli dostlar,

Sizlere daha kaliteli içerikler sunabilmemiz için lütfen Youtube kanallarımıza Abone Olunuz.

|   Masal Kanalı   |   Türkçe Hikâye Kanalımız   |   İngilizce Hikâye Kanalımız   |